GENÇLİK

Yaşamın temel koşulu, vücut hücrelerinin sürekli olarak kendilerini yenileyebilmeleridir. Çocukluk ve gençlik dönemlerinde çok hızlı olan hücre yenilenmesi, yaş ilerledikçe azalır ve yavaşlar.

Serbest radikaller (Hayat sırasında oksijen kullanım sonucu vücutta ortaya çıkan zararlı atık maddeler) vücudumuzdaki hücreleri parçalayarak yaşlanmaya ve hastalıklara yol açan tahrip edici, moleküller halindeki saldırganlardır. Serbest radikallerin yaşlanma ve hastalıkların ana sebebi olduğu ilk defa Amerikalı Biyokimyacı Dr. Denham HARMAN tarafından 1954 yılında yayınlanan bir makalede ifade edilmiştir. Bu konu tıp dünyasında uzun yıllar bir iddia olarak kalmış ancak son yıllarda yapılan çalışmalar ile yeniden gündeme gelmiştir. Zihin ve beden stres altında kaldığında çok miktarda serbest radikal meydana gelmektedir. Serbest radikal tahribatını arttıran faktörler çevre ve gıda kirliliğidir. İnsan bedeninin serbest radikallere karşı enzimler ve vücut tarafından üretilen çeşitli biyomoleküller ve de vücuda dışardan gıda ile alınan antioksidan maddeler olmak üzere farklı savunma mekanizmaları vardır.

 Yaşlanma olayını önleyebilmek için iyi bir antioksidan kapasiteye sahip olmak önemlidir çoklu doymamış özellikli yağlar serbest radikallerin birinci derece hedefi olduğundan yağlı gıdalar dikkatle seçilmelidir. Fazla miktarda çoklu doymamış (ayçiçek ve soya yağı gibi) özellikli yağ alındığında dokularda oto oksidasyonun arttığı ve atardamarlar da artheramatus bozulmasının olduğu tespit edilmiş ve tekli doymamış (MUFA) yağ asitlerinin diyetteki oranlarını arttırmak gerekli görülmüştür. MUFA özelliklerince zengin olan yağ zeytinyağıdır. Yaşlanmanın düzgün seyri ve bunamanın azaltılması yanında arterosklerozun önlenmesi için kısıtlanan hayvansal yağlar yerine Tekli Doymamış yağ asitlerince zengin ve Çoklu doymamış yağ asitleri ve Vit E açısından yeterli olan zeytinyağının ikame edilmesi çok yararlı ve akılcı bir tedbir olarak kabul edilmektedir

Günlük diyetlerde yer alan yağların tümü çoklu doymamış yağ asit oranı yüksek yağlar olduğunda; normalde günde 5-10 mg olan E vitamini ihtiyacı 120 kat artarak 100 ile 200 mg düzeyine yükselmektedir. Muhtevasında tekli doymamış yağ asitlerini zengin olarak barındıran zeytinyağının okside olma durumu daha azdır ve bunu tüketen kişilerin günlük E vitamini ihtiyacı daha düşüktür.

Yaşın ilerlemesiyle birlikte ortaya çıkan bir başka sorun da, kireçlenmedir. Aralarında kalsiyumun da bulunduğu bazı mineraller, kireçlenmeyi önler. Zeytinyağı, bu minerallerin vücuttaki etkisini artırarak kireçlenmeye karşı önemli bir rol oynar.

Zeytinyağında yüksek miktarda bulunan Oleik asit kemik gelişmesine yardımcı olmaktadır. Yaşlanmada görülen ciddi problemlerden olan kemiklerdeki erime olayının önlenmesinde zeytinyağı tüketiminin olumlu etki yaptığı gözlenmektedir